Canı pahasına bildiği yoldan şaşmayan adalet için ölümü göze alan Yusuf'u Türk izleyicisi sevdi. Senaristi onun için "Geçmişten gelen kahraman" diyor. Ve bu geleneği Hz. Hüseyin'e kadar dayandırıyor. Dizinin Taklitleri ise yapılmaya başlandı bile.

Türk insanının özel televizyonların çoğalmasıyla tanıştığı yerli diziler yeni bir dönüşüm safhası geçiriyor. İlk zamanlarda pembe dizi diye tanımlanan Amerikan ve Brezilya dizilerinin kopyaları kaplamıştı tüm özel TV'leri. Nur Sürer ve Haluk Kurdoğlu'nun başrollerini oynadıkları basın dünyasındaki ilişkileri anlatan dizi, Nilüfer Kurt'un oynadığı şu sıralarda yayınlanan Örümcek gibi diziler bu türden olarak değerlendiriliyordu. Fakat bu diziler rağbet görmedi. İnsanlar Türk toplum yapısına uymayan bu dizileri bir türlü tutmamıştı. Daha sonra şarkıcılar devreye girmişti. Ama oyunculukları o kadar eleştiriliyordu ki aralarına serpiştirilen Yeşilçam emektarları dahi dizileri kurtarmaya yetmemişti. Yukarıda bahsedilen diziler halen vazgeçilmese de ilk çıktıkları zamanki popülariteden çok uzak tablo çiziyorlar. Bu konuda en büyük başarıyı ise Show TV'de yayınlanan Deli Yürek yakaladı.

Devlet, mafya, Yusuf

Dizi devlet mafya ilişkileri arasında sıkışmış, adalet duygusunu hayatının merkezi yapmış genç bir adamın maceralarını anlatıyordu. Susurluk olayına yaptığı göndermelerle ve senaryosuyla dikkat çeken dizi arka planında işlediği Türk aile yapısına uygun insan ilişkileriyle de beğeni kazanmıştı. Dizinin hemen örnekleri yapılmaya başlandı şimdilik ilk örnek başrollerini Kenan Kalav ve popçu Alişan'ın oynadığı Kurtkapanı adlı dizi. Dizilerin yapılmasının ve rağbet görmesinin tarihlerinin Susurluk ve çetecilik gibi kavramların ortaya çıkmasından sonrasına rastlaması ise olayın bir başka ilginç tarafı. Bu durum dizi de olsa gerçekçilik ve toplum yapısına uygunluğun gerekliliğinin bir kez daha kanıtlanması olarak değerlendiriliyor.

Güvenç AYAR

İstanbul ZAMAN

Deli Yürek'in senaristi Ömer Lütfi Mete: 'Kuşçu, modern zamanın bilgesi'

Dizideki Kuşçu'ya modern zamanın bilgesi diyebiliriz. Aslında ben tamamıyla iyi veya tamamıyla kötü insan olabileceğine inanmıyorum. Dizide Kenan İmirzalıoğlu'nun canlandırdığı karakterin köklerini ise ta eski devirlerde Hazreti Ali'nin ikame etmeye çalıştığı adalet duygusunda daha sonra da Hazreti Hüseyin'in şu davranışında arayabiliriz. 'Kufe halkı Yezid'e biat etmek istememiş bu yüzden Hazreti Hüseyin'i biat etmek üzere Kufe'ye davet etmiştir. bu davete icabet etmek isteyen Hazreti Hüseyin'i yakın çevresi uyarmış ve bu halkın Hz. Ali'ye dahi ihanet ettiğini anlatmıştır. Bunun üzerine Hazreti Hüseyin şu cevabı vermiştir 'Eğer bütün halkın ve ileri gelenlerinin düşünceleri bana yazılanların etrafında birleşiyorsa yakında size gelirim. Yemin ederim ki halife Kur' an'la amel eden adaletten ayrılmayan hak dinini yaşayan bi kimseden başkası olamaz'. Bu sözlerle Hazreti Hüseyin adalet uğruna canını hiçe saymıştır. Bu düşünce daha sonra Dadaloğlu ve Karacaoğlan tarafından da bayraklaştırılarak günümüze ulaşmıştır. Deli Yürek'in Yusuf'u da adaletsizlik karşısında kendi hayatını hiçe sayıyor.

------------------------------------------------------------------------------